Boşanma, sadece eşlerin yollarını ayırması değil, aynı zamanda çocukların dünyasında güven, bağlılık ve aidiyet duygularının yeniden şekillendiği bir süreçtir. Çocuklar için bu değişim, çoğu zaman kafa karıştırıcı ve duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Ancak doğru bir yaklaşım ve sağlıklı iletişimle bu sürecin etkileri hafifletilebilir.
Çocuklarda Boşanma Sürecinde Gözlemlenebilecek Değişimler:
Ayrılık Kaygısı ve Güvensizlik
Boşanma süreci, çocuklarda yoğun ayrılık kaygısına yol açabilir. Özellikle küçük yaş grubundaki çocuklar, ebeveynlerinden ayrılmak istemeyebilir, yalnız kalmaktan korkabilir ve terk edilme endişesi yaşayabilirler. Ebeveynlerin boşanması, çocuk için temel güven duygusunu tehdit edebilir.
Bu nedenle, çocukların günlük hayatındaki düzenin korunması büyük önem taşır. Uyku saatleri, okul programı ve hafta sonu aktiviteleri gibi rutinlere sadık kalmak, çocuğa belirsizlik ortamında güven duygusu sağlar. Rutinler, çocuğun yaşadığı değişimi daha yönetilebilir hale getirir.
Suçluluk Duygusu
Boşanma sürecinde çocuklar, olayların kendi hatalarından kaynaklandığını düşünebilirler. Özellikle 4-8 yaş arasındaki çocuklarda bu eğilim belirgindir. Çocuk, “Ben yaramazlık yaptım, bu yüzden annemle babam ayrılıyor” gibi düşünceler geliştirebilir.
Bu noktada ebeveynlerin, boşanmanın tamamen yetişkinler arasındaki bir mesele olduğunu açıkça anlatmaları gerekir. Çocuğa, onu koşulsuz sevdiklerini ve yaşananların onun suçu olmadığını defalarca hatırlatmak önemlidir.
Davranış Değişiklikleri
Boşanmanın ardından çocuklarda öfke nöbetleri, saldırgan davranışlar veya aşırı içe kapanma gibi davranış değişiklikleri görülebilir. Çocuk bu şekilde duygularını dışa vurur, çünkü yaşadığı karmaşık duyguları sözcüklerle ifade etmekte zorlanır.
Bu dönemde çocukların duygularını ifade edebileceği güvenli alanlar yaratmak gerekir. Onu yargılamadan dinlemek, duygularını isimlendirmesine yardım etmek ve hislerinin anlaşılmaya değer olduğunu göstermek davranışsal tepkilerin azalmasına katkı sağlar.
Akademik Performansta Gerileme
Boşanma süreci, çocukların akademik yaşamlarını da etkileyebilir. Dikkat dağınıklığı, derslere ilgisizlik ve notlarda düşüş sıklıkla görülebilir. Aile içindeki duygusal stres, çocuğun öğrenmeye odaklanma becerisini zayıflatabilir.
Bu dönemde çocuğun akademik başarısından çok duygusal ihtiyaçlarına odaklanmak gerekir. Öğretmenlerle iş birliği yapmak çocuğun eğitim hayatındaki dengeyi yeniden kurmasına yardımcı olur.
Regresyon (Geriye Dönüş Davranışları)
Çocuklar, boşanma gibi stresli durumlarda daha küçük yaşlara özgü davranışlara geri dönebilirler. Alt ıslatma, parmak emme ya da bebeksi konuşmalar bu durumun tipik örneklerindendir. Çocuk, gelişimsel olarak gerilemesi güven arayışından kaynaklanıyor olabilir.
Bu tür davranışlar, çocuğun yeniden güven kazanmasıyla birlikte azalır. Ebeveynlerin bu davranışlara sabırla yaklaşması, cezalandırmadan veya küçümsemeden destek olması gerekir. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarına duyarlı bir tutum gelişimsel dengeyi yeniden kurar.
Depresif Belirtiler
Boşanma sürecinde bazı çocuklar keyif aldıkları aktivitelerden uzaklaşabilir, arkadaş ilişkilerinde geri çekilebilir ve sürekli mutsuz bir ruh haline bürünebilir. Uyku düzeninde değişiklikler ve iştahsızlık gibi fiziksel belirtiler de görülebilir.
Çocuğun yalnız olmadığını hissettirmek, duygularını paylaşabileceği güvenli bir ortam sağlamak büyük önem taşır. Eğer bu belirtiler uzun süre devam ederse, bir uzman desteği almak çocuğun ruh sağlığını korumak için en etkili adım olacaktır.
Ebeveynler Arasındaki Çatışmadan Etkilenme
Ebeveynler arasındaki çatışmaya tanık olmak, çocuk üzerinde boşanmanın kendisinden çok daha olumsuz bir etki yaratabilir. Sürekli tartışmalara, birbirini suçlamalara veya manipülatif davranışlara maruz kalan çocuklarda kaygı bozuklukları ve davranış problemleri gelişebilir.
Bu yüzden ebeveynlerin çocuklarının önünde birbirlerine karşı saygılı ve sakin bir tutum sergilemeleri gerekir. Çocuk, her iki ebeveynin de sevgisini ve desteğini almaya devam edebileceğini bilmelidir. Taraf seçmeye zorlanmayan çocuklar, süreci çok daha sağlıklı bir şekilde atlatır.
Özetle;
- Rutinleri koruyarak çocuğa tutunabileceği bir zemin sunun.
- Suçluluk duygusunu önleyin; çocuğun hiçbir suçu olmadığını sabırla anlatın.
- Duyguları ifade etmesine izin verin; duygularına “yanlış” ya da “fazla” muamelesi yapmayın.
- Akademik beklentileri azaltın; önce ruh iyileşir, sonra başarı gelir.
- Gerileme davranışlarına sabırla yaklaşın; geri adımlar güvenli bir liman arayışının temsilidir.
- Depresif belirtileri göz ardı etmeyin; gerekirse profesyonel destek alın.
- Çatışmadan uzak tutun; çocuk tarafsız kalabilmelidir.
Boşanma süreci doğru şekilde yönetildiğinde yani duygusal güven korunur, açık iletişim ve sabırlı bir yaklaşım benimsenirse çocuk bu zorlu süreci en az hasarla atlatabilir ve hem o anda hem de ilerleyen yaşantısında daha sağlıklı ilişkiler kurabilir. Çocuğunuza sevginizi hissettirmek, onun duygularına saygı duymak ve ihtiyaç duyduğunda profesyonel destek almaktan çekinmemek, bu süreci herkes için daha sağlıklı bir hale getirecektir.