Duygusal Yoksunluk Şeması

Şemalar, erken çocukluk dönemlerinden itibaren etkileşimlerimiz sonucunda gelişmeye başlayan, kendimiz, çevremiz ve hayat hakkındaki inanç kalıplarımızdır. Kalıp diyoruz çünkü biz şemalarımızı mutlak gerçeklik olarak görür, dünyamızı buna göre şekillendiririz.

Duygusal Yoksunluk Şeması Nedir?

Duygusal yoksunluk şeması doğumdan itibaren bakım veren ile sağlıklı ve güvenli bir bağ kurulamaması veya duygusal ihtiyaçların yeterince karşılanmaması sonucunda gelişen bir şemadır. Bu şemanın inanç kalıbı hiç kimse tarafından hiçbir zaman sevileceğine inanmamaktır. Bu kişiler çoğunlukla ilişkilerinde derin, samimi bir yakınlık kurabileceklerini düşünmezler. Kendilerini diğer insanlardan kopuk ve yalnız hissedebilir ve gördükleri sevgi, ilgi ve yakınlık onlara gerçek veya yeterli gelmeyebilir.

Duygusal Yoksunluk Şeması Neden Ortaya Çıkar?

Duygusal yoksunluk şeması erken çocukluk döneminde çocuğun duygusal ihtiyaçlarının yeterince karşılanmaması ile ortaya çıkar. Bu duygusal ihtiyaçlar üç temel gruba ayrılır: bakım, empati ve korunma. Bakım ihtiyacı fiziksel temas, sıcaklık, ilgi ve şefkat olarak tanımlanır. Ebeveyn eğer çocuğuna sarılmak, öpmek, onu kucağına alıp rahatlatmak veya ağlarken yatıştırmak gibi davranışlar göstermiyorsa çocuk bakım ihtiyacından yoksun bırakılıyor demektir. Empati ihtiyacı çocuğun iletişim kurma, dinlenildiğini ve anlaşıldığını hissetme ihtiyacıdır. Bu ihtiyacı karşılanmamış kişiler ebeveynleri tarafından düşüncelerinin dikkate alındığını veya kabul edildiğini hissedemezler. Korunma ihtiyacı ise çocuğun ebeveyninin yol göstericiliğine ve gücüne duyduğu ihtiyaçtır. Çocuklar, zorlandığı konular hakkında ebeveynine danışma, üzgünken ona sığınma ihtiyacı duyarlar.

Bakım verenle kurulan ilişki, ilk ilişkimiz olduğu için onunla ilişkilenme biçimimiz daha sonraki ilişkilerimiz için bir örnek niteliği taşır. Daha sonraki ilişkilerimiz ilk ilişkinin tekrarı, benzer versiyonları gibidir.

Duygusal Yoksunluk Şemasının Belirtileri Nelerdir?

Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterse de belirgin birkaç durumdan bahsedebiliriz.

– Geçici ilişkiler kurma: Kişi kısa süreli ve yüzeysel ilişkiler kurar. Çok yoğun duygularla ilişkiye başlasa da kısa sürede sıkılır. Çoğunlukla altında yatan sebep, karşı taraftan istenen ilginin ve sevginin asla yeterli gelmemesidir, yani ne olursa olsun yoksunluk hissinin hiç gitmemesidir.

– İmkânsız kişilere yoğun çekim duyma: Bu kişilerin çekim duyduğu insanlar çoğunlukla kendilerine hiç uygun olmayan kişilerdir. Böylece kişi aslında farkında olmadan kendisini yakınlık kurmaktan korur. Bu ilişkiler kişinin büyük bir hayal kırıklığına uğramasıyla sonlanır, şema da kendi kendini doğrulamış olur.

-İlişkilerde aşırı verici olma: Bu kişiler kendi karşılanmayan duygusal ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarını aşırı karşılayarak telafi etmeye çalışırlar. İlişki içinde vermeyi bilirler ancak almak onlar için zordur. Bu yüzden kendilerine ilgi, sevgi, şefkat veren kişiler onlar için çekici değildir. Soğuk, ilgisiz, mesafeli kişilere güçlü bir çekim hissederler yani şemalarını doğrulayacak kişilerle ilişkilenirler.

– Hiç ilişki kurmama: Bu kişiler zaten kimsenin onlara sevgi vermeyeceğinden emin oldukları için hiç ilişki kurmamayı tercih ederler. Sevgiyi almayı da vermeyi de bilmezler, hatta birçoğu sevgi kavramından bihaberdir.

Duygusal Yoksunluk Şeması ile Nasıl Baş Edilir?

Şemanın sizde var olduğunu ve sonrasında da kaynağını bulabilmek, şemayla baş edebilmek için en önemli adımdır. Hangi durumlarda şemanın tetiklendiğini keşfetmek ve geçmişte yaşanan duygulara erişebilmek çözüm yolundaki önemli adımlardır. Öz şefkate özen göstermek ve güçlü bir çekim hissedilmese de soğuk ve mesafeli partnerler yerine şefkatli ve anlayışlı partnerlere şans vermek de bu şemayla baş etmeye yardımcı olacaktır. Tek başınıza baş etmek istemiyorsanız veya baş edemediyseniz; kendinizi tanıma, anlama yolunda bir uzmana danışabilir; şema terapi gibi yöntemlerle bu inanç kalıbını anlamaya ve değiştirmeye başlayabilirsiniz. Sağlıklı ilişkiler kurabildiğiniz, mutlu günler dileriz.