Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı henüz literatüre geçmeden önce, bu bozukluğun belirtilerini taşıyan cocuklar, öğretmenler ve çevresindeki diğer kişiler tarafından ‘ çok yaramaz’ ‘ söz dinlemeyen’ ‘ sınırsız’ çocuklar olarak tanımlanırlardı.
Aslında bu tanının altındaki zorluk yaşanan alanları şöyle özetleyebiliriz;
-İçsel dürtülerine hakim olamayışı
-İşitsel ve görsel uyaran almada ve uygulamada zorluk yaşaması
-Derse ya da karşısındaki kişiye odaklanabilmede güçlük çekmesi
-Sınıf ortamında sıra alma, bekleme becerilerinde yasadığı sabırsızlık
-Bir aktivite esnasında konuyla ilgili ya da ilgisiz sürekli soru sorma isteği
-Sorulan sorunun bitmesini beklemeden yarıda kesip düşünmeden cevap verme
-Sık sık eşyalarını kaybetme
-Çevredeki eşya ve kişilere dikkat etmeksizin ani hareketlerde bulunup çarpma, kırma ve düşürme
-Ders esnasında kalkıp gezinme
-Ödevlerini tamamlama konusunda zorluk
-Sürekli ellerde ve kollarda hareketlilik yatmaktadır.
Kısacası DEHB yaramazlık ve kuralsızlıktan çok daha fazlasıdır. Nasıl ki görme yetisini kaybetmiş birinden görüyormuş gibi davranmasını bekleyemezsek, DEHB olan çocuklardan eğitim ile iyileştirme yapılmadan içsel hakimiyeti, sosyal ilişki hazzını, sıra ve sorumluluk almayı, kurallara uyabilmeyi beklemek gerçekçi değildir.
1- Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, çocukların sosyal ilişki becerilerine nasıl etki eder?
Hiperaktivite sorunu yaşayan çocuklar akranları ile iletişim kurarken zorluk yaşayabilirler çünkü sıra almak, arkadaşını beklemek, empati kurabilmek onlar için pek basit değildir. Oyuna hemen başlamak ve bitiremeden hemen başka bir aktiviteye geçmek isterler. Dürtüselliğine ve aşırı hareketlerine hakim olamadıkları için karşıdan zorba ve saldırganca gözükebilirler. Örneğin oyun esnasında kazanıp haydi çak dendiğinde gücüne ve heyecanına hakim olamayıp çok sert bir şekilde arkadaşlarına vurabilir bu durum da arkadaşları tarafından kabul görmesini engeller.
2- Çocuğum istediği zaman çok dikkatli olabiliyor buna rağmen dikkat eksikliği var diyebilir miyiz?
Çocukların kendi kurdukları oyun ve aktivitelerde uzun süre zaman geçirmesi onların dikkat eksikliği ya da hiperaktivitesi olmadığı anlamına gelmez, zira çocuk istediğinde oyunun kuralını değiştirebilir, bir oyuncaktan diğerine geçebilir , sıkıldığı anda kendi isteklerine göre yepyeni bir oyun oluşturabilir hatta ikili oynanan bir oyun ise karşısında ki arkadaşına sormayabilir. Aynı şekilde, tablete ya da telefona uzun sürede odaklanması da bir dikkat göstergesi değildir çünkü istediği videoya, oyuna geçebilir, renkli ekrandaki geçişleri ve tıklayabileceği onlarca video çocuğu cezbeder, dolayısıyla bu durumlarda dikkatini sürdürebilir.
Peki ya o zaman çocukta dikkat eksikliği olup olmadığını nasıl anlayacağız? Tam da burada bu soru çok önemli: çocuk aktivite sırasında dışarıdan gelen yönerge, kural ve sınırlara uyup sorumluluk alabiliyor mu aktiviteyi kendi istek ve sınırları doğrultusunda mı gerçekleştiriyor?
3- Her dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı almış çocuk ilaç kullanmalı mı?
Öncelikle çocuk uzman tarafından değerlendirilmelidir, çocukta sadece dikkat eksikliği olup hiperaktivite olmayabilir, hiperaktivitesi olup dikkatini toplama ve sürdürmede sorun yaşamıyor olabilir ya da hem dürtüsel hem de dikkat eksikliği bir arada olabilir. Bunun ayrımına vardıktan sonra yaşadığı problemin şiddeti de belirlenmelidir. Hafif düzeyde dikkat eksikliği yaşayan çocuklar doğru bir eğitim planı ile bu problemi aşabilirler fakat yüksek düzeyde dürtüselliği ve hiperaktivitesi olan çocuklar eğitime ek olarak ilaç tedavisi ile daha iyi yol kat edebilirler. Bunun için mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.
4- Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin nedeni nedir?
Hiperaktivite ve dürtüselliğin en baskın nedenlerinden biri genetik geçiştir. Kaygı, korku, depresyonun eşlik ettiği hamilelik süreci ve ek olarak bebelikte yeterli ilişki kurulmayıp daha az ilgilenilen çocuklarda da hiperaktivite görülme olasılığı artmaktadır. Bunun yanı sıra paketli, katkı maddeli, şekerli gıdalar çocuklarda var olan hiperaktiviteyi güçlendirir.
5- DEHB’Lİ çocuklar için uygun sınıf ortamı nasıl olmalıdır?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı almış çocuklar iletişim kurmakta, duygu ve davranışlarını kontrol etmekte zorlandıkları için sınıf ortamında dışlanmaya açıklardır. Biz eğitimcilerin görevi çocukları sınıfa katmak ve uyum sağlamalarına yardımcı olmaktır. Bunun için de çocuğun ihtiyaçlarını iyi bir şekilde anlamamız ve onun dilinden konuşmamız gerekir.
Sınıfta yapacağımız iyileştirmelerin arasında ;
-Çocuğu arka sıralarda kendi başına olacak şekilde değil, ön sıralara alarak hem gözümüzün önünde olmasını hem de dikkatinin daha çabuk dağılmasını önlemeliyiz.
-Dürtüselliği ve hiperaktivitesi olan çocuğun uzun süreli sırasında oturamayacağını anlayarak onlara hareket içerikli sorumluluk verebiliriz. ( haydi bakalım arkadaşlarının ödevlerini topla, sınıfta kimler eksik söyle bakalım, tahtayı silmeme yardımcı olur musun …)
-Kendi eşyalarına sahip çıkması için onları cesaretlendirebiliriz.
-Sosyal ilişki ve empati becerilerinin gelişimini sağlayacak oyunlara yer verebiliriz.
-Çocuğun yapmasını istemediğiniz davranışını söylemek yerine, ne yapması gerektiğini kısa ve net cümleler ile açıklayabiliriz.
6- Dikkat eksikliği ve hiperaktivite yetişkinlikte nasıl karşımıza çıkar?
Yaşın ilerlemesi ile birlikte dürtüsellik , aşırı hareketlilik ve çocukluk dönemindeki gibi yerinde duramama durumu azalır fakat özel hayatında, aile ve iş hayatında yaşadığı problemler kişinin yaşam kalitesini düşürebilir.
Örneğin ;
-Kişinin sık sık iş değiştirmesi
-Ani öfkelenme
-Sürekli alışveriş yapma isteği
-Karşısındaki kişiyi dinleyememe, sürekli sözünü kesme ya da müdahale etmesi
-Kendisini huzursuz hissetme, yaşadığı olay ve durumları sürekli irdeleme
-İş ve ev ortamında dağınık, olaylara adapte olamama gibi durumları ortaya çıkarabilir.
Yazımda bahsettiğim belirtileri çocuğunuzda gözlemliyorsanız mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Her çocuk özel, biricik ve kendine hastır bu yüzden yaşadığı problemin kaynağını doğru bir şekilde tespit edip ona yönelik bir eğitim almalıdır. İyileşme süreci çocuğu ve ihtiyaçlarını anlamak ile başlar.Sağlıcakla kalın…
Psikolojik Danışman Ege DURMAZ KÖSE